Yazıyorum siliyorum,
Yazıyorum siliyorum,
Düşüncelerim beni ele geçirmeden;
İçimden geçenleri olduğu gibi yazmaya çalışıyorum.
Ne yazdıklarım içimi dökmeme yardımcı oluyor,
Ne de yazmak istediklerim kâğıda kaleme sığıyor...
Öyle garip, öyle farklı duygulardayım şu sıralar.
Sanki hissizleşme modum açık kalmış,
Biraz da rutinlerden bunalmış gibiyim.
Biraz da neye nasıl tepki vereceğimi şaşırmış bir haldeyim.
Rotamda ilerlerken yanlış yollara sapıp kaybolmuş gibiyim.
Konuşuyorum, susuyorum,
Konuşuyorum, susuyorum,
Konuştuklarımdan çok sustuklarım ele geçiriyor hislerimi.
Anlatacaklarımda hislerimi ele geçiren suskunluğum nedeniyle anlamını yitiriyor,
Akabinde ister istemez hissizleşiyor insan,
Hissizleştikçe susuyor, sustukça etrafını küçültüyor,
Sustukça kabuğuna çekilme ihtiyacı duyuyor insan..
Önüne geçemeyeceği zorlu süreçlere sürükleniyor bazen insan.
Kozasını ören bir kelebek gibi, kozadan daha sert duvarlar örüyor etrafına,
İşte o zaman hissizleşip; konuşmaktan vazgeçerek susuyor,
İçini bir şeylere dökmeye çalışırken ne kağıda ne de kaleme sığmıyor...
Bir çığ gibi büyüyor konuşmaktan vazgeçtiğinde sustuğun ne varsa,
Çığlık atmak istemediğin için koşuyorsun,
Bir kağıt ve kalem alıp, kendi sessizliğine ses olması için başlamak durumunda kalıyorsun yazıp çizmeye.
Yazıp silmek gibi konuşup susmakta bir eylem aslında.
Hangisi daha etkili diyenlere ise verilecek tek cevap,
Tabii ki yazı yazmak, boşa denilmemiş
Söz uçar, yazı kalır diye...
Hayal Gücü Şerife
21 Nisan 2025 Pazartesi
4 Şubat 2025 Salı
Asıl Özlemim Sessizliğe
Bu ara sessizliğe aşığım. Sakinliğe duyduğum özlemle hemde. Olur ya bazen, kendi başına kalmak istersin, çevrendeki bütün sesleri kısmak istersin, içine dönersin, oradan çıkmak istemezsin... Bir tek ben değil herkes ister bunu zaman zaman, hele ki zorlu bir dönemden geçiyorsa insan, o zaman çok daha fazlasına ihtiyaç duyar. Anlaşılmak ister, anlaşılmadığından değil, o an ki duygu veya herhangi bir durumdan dolayı, yani yorgundur, yorgunluğunu anlatacak kelimesi yoktur ya da vardır ama anlatmaya mecali yoktur, canı paylaşmak istemiyordur... Belki o an yaşadığı o yorgunluk çok ağır geliyordur yüreğine, olmaz diye bir şey yok gayette olabilir tabii... Geçmişte yaşadığı sıkıntının bir benzerini belki şimdi de yaşıyordur ve canı yanıyordur... İşte öyle bir dönemden geçiyorum bende, geçmişin acı hatıralarını hatırlamak bile istemezken yeniden gözümün önüne serilmesi, o anı defalarca yaşamak, kimseyle paylaşmak istememek, sessiz sakin içime kapanmak bazen en doğrusu gibi geliyor şu sıralar bana. Kabuk bağlamış yaramın kabuğunu kaldırıyor bazen hayat ve ben için için yaramın tekrar kanamasını izliyorum sessiz ve sakince. Herkesin sen güçlüsün kelimelerine yeniden kulaklarımı tıkama dönemindeyim, çünkü güçlü insanlar da bazen dibi görmeyi ister, daha güçlü ayağa kalkıp yoluna devam edebilmek için. Şu, sözde "Güçlü" kelimesini de duymak istemiyorum artık, acı hatıralarımın içinde bolca geçiyor çünkü şu lanet güçlü kelimesi. Neden sözde güçlü kelimesi diye vurguladığımı da sormayın, gerçekten canımı acıtan, nefesimi kesen, kalbime sanki hançerler saplayan bir kelime benim için. 32 yıllık hayatımın acılarla dolu evreleriyle yüzleşiyorum hâlâ. Daha önce de dediğim gibi bu ara sessizliğe aşığım, hemde sakinliğe duyduğum aşırı özlemle. İçime kapanarak, dingin bir dönem yaşamak istiyorum, tek başıma dargınlığımı, dalgınlığımı atlatmayı istiyorum. Kimse "nasılsın" diye sormasın diye hayatımı da, telefonumu da sessize alıyorum, aramalara ve mesajlara dönemeyecek bir dönemdeyim.. Bir dokunsanız toparlanamayacak, darmadağın olacak güçteyim, bir "nasılsın" deseniz hıçkıra hıçkıra ağlayacak gibiyim. Toparlanmak için biraz zamana ihtiyacı var ruhumun, belki de mentalimin... Nedenini sormayın çünkü şu sıralar nedeni bile yok bu hissizleşmemin. Dediğim gibi sessizliğe, dinginliğe hasretim, hemde büyük bir özlemle...
15 Haziran 2024 Cumartesi
Merhaba Yeni Yaşım!!!
Merhaba yeni yaşım... Telaşlı koşturmalarım, her şeye yetişmeye çalışmalarım, bazen stresten kendimi unutuşlarım, kaygılı anlarım, neşeli zamanlarım, kırılmış güvenim, yeşeren umutlarım, gerçekleşen ve gerçekleşmeye hazırlanan hayallerim, başarılarım, başarısızlıklarım, hatalarım, yanlışlarım ve bunlardan ders çıkarışlarımla geldiğim yeni yaşım merhaba... Dile kolay ama kalbe zor gelen bir 31 yılı geride bıraktım, zor zamanlarımda oldu, zoru kolaylaştırmaya çalıştığım zamanlarımda. İmkansızı hayatım boyunca kalbimde, içimde, yakınımda, yanımda, yöremde barındırmadım hiç, sadece kelime olarak bildiğim bir olgu kendisi... Geriye dönüp baktığımda yaşamışım ama nasıl; düşmüşüm, kalkmışım, başarılı olmuşum, başarısız olmuşum ama bildiğim yoldan hiç şaşmamışım. Sağlık sıkıntılarıyla dolu bir yaşamla birlikte, benden sonra gelecek olan nesile öncülük etmek için doğmuşum, büyümüşüm, okumuşum, bazı insanların kötü algısına rağmen hep mücadele etmişim, etmeye de devam ediyorum ve edeceğim de. Hiç kolay olmadı, ama zorda olmadı, zorlandığım yerde hep bir çıkış yolu buldum. "Bu hiçbir şey yapamaz / sen birşey yapamazsın" diyenlere, inat ettim yaptım. Başarılı olmak için değil belki, ama kendimi insanlara kanıtlamak için çabaladım. Bazıları mücadelemden örnek aldı, bazıları mücadelemi örnek gösterdi, işte beni hep bu örnek almalar ve örnek göstermeler güçlü kız seviyesine getirdi. Bütün bu zorlukların yanı sıra güzelliklerde oldu hayatımda. Beni, bana hep iyi hissettiren ailem, dostlarım, dosttan öte kardeşlerimde oldu. Keşkeleri sevmeyen bana hep "iyi ki" dedirten, kan bağım olmasa bile can bağım olan insanlar oldu hayatımda. Yeri geldi beraber güldüğüm, yeri geldi zor zamanlarımda omzunu bana koşulsuzca veren ve benimle beraber ağlayan kardeşlerim oldu... Hayatıma girenler kadar, hayatımdan çıkanlarda oldu. Bazen çevremi genişlettim, bazen de tek başıma kalacak kadar etrafımı daralttım. Yine de ben bu yaşa kolay gelmedim. Şimdi ise kendime şunu söylüyorum "iyi ki doğdun Şerife, iyi ki kendin oldun, iyi ki doğru bildiğin gerçeklerin peşinden gittin, yanlışlarını, hatalarını, başarısızlıklarını, hayal kırıklıklarını, mutsuzluklarını, heyecanlarını, mutluluklarını, hayata bakış açını, umudunu, hayal kurmalarını, başarılarını hepsini aldın kabul ettin, mücadelen çok güzeldi ve hâlâ da çok güzel. Sen doğru bir insan olarak vicdanını ve merhametini koruyarak yoluna devam et. Sana yanlış yapanları affetmek gibi bir hata yapma, sen senin kalbini kıracak olan her şeyden uzak durduğun gibi başkalarının kalbini de kırmadan yoluna devam et." Yeni yaşımdan tek isteğim ailemin ve sevdikleriminde sağlıklı, sıhhatli, mutlu, huzurlu, umut, neşe, başarı ve gülüşlerin hayatımızdan hiç eksik olmadığı güzel bir ömür geçirmemizi diliyorum.
Not:
Bu sene sessiz sakin bir doğum günü istedim, istediğim gibi de oldu. Bazen hayat koşturmacasından kaynaklı olarak kalabalıklardan sıkılıyorum. Şimdi ailemin hediyesiyle radyo dinliyorum. Birazdan da muhtemelen uyurum. O zaman iyi ki doğdum, bak gördünüz mü 32 yaşında oldum...
23 Mayıs 2024 Perşembe
Bazen Bir Müziğin Ritminde, Bazen Bir Kitabın Kalbinde Olmak!!!
Bazen bir müziğin ritminde, bazen bir kitabın kalbinde olmak saracaktır bazı yaraları. Her ikisi de farklı yönlerden iyi gelir insana. Müzik tınısı ve ritmiyle, kitap ise ruha iyi gelen kelimeleriyle dokunacaktır kalbimize.
Müzik bazen ruhunu saracak hislerle dans ettirecek, bazen hüzünlendirecek, bazense sen istemeden diline dolanıp tınısıyla seni kendine getirecektir.
Kitap ise bazen güldürecek, bazen düşündürecek ya gökten 3 elma düşürüp mutlulukla ya da hayal kırıklıkları ve gözyaşlarıyla bitecektir.
Kitap ve müzik aynı etkiyi üstümüzde bırakıyor gibi gözükse de farklı his ve düşünceleri de içinde barındırıyor.
İşlevleri farklı, etkileri aynı da diyebiliriz buna... Gözlemlerime dayanarak söylemem gerekirse müzik her an tüm mecralardan dinlenebiliyorken, kitap sadece boş zamanları doldurmak için okunuyor. Sürekli kitap okuyanların, boş zamanlarını doldurmak için değil bilgilerine bilgi katmak ve kelime dağarcığını geliştirmek için okuduklarını söyleyebilirim.
Müzik dinlemek ise bambaşka bir dünyaya açılan kapı bana göre. Müziği her zaman yalnız ya da yanımızda birileri varken de dinleyebilir, ruhumuzu müzikle besleyebiliriz. Ayrıca müzik dinlerken veya kitap okurken herkes farklı duygular içinde, farklı hayal aleminde gezebilir. Bu da kelimelerin ve müziğin tınısını bir bireyin ruhunda nasıl izlenimler bıraktığının göstergesidir...
Demem o ki herkes müzik dinler, herkes kitap okur ama bazı insanlar müziğin ritminde ve tınısında dansa kalkarken, bazı insanlar ise okuduğu kitabın kalbinde olarak sarar yaralarını. Burada önemli olan yara açmak değil, açılan yarayı öyle ya da böyle bir şekilde sarabilmektir...
Müzik bazen ruhunu saracak hislerle dans ettirecek, bazen hüzünlendirecek, bazense sen istemeden diline dolanıp tınısıyla seni kendine getirecektir.
Kitap ise bazen güldürecek, bazen düşündürecek ya gökten 3 elma düşürüp mutlulukla ya da hayal kırıklıkları ve gözyaşlarıyla bitecektir.
Kitap ve müzik aynı etkiyi üstümüzde bırakıyor gibi gözükse de farklı his ve düşünceleri de içinde barındırıyor.
İşlevleri farklı, etkileri aynı da diyebiliriz buna... Gözlemlerime dayanarak söylemem gerekirse müzik her an tüm mecralardan dinlenebiliyorken, kitap sadece boş zamanları doldurmak için okunuyor. Sürekli kitap okuyanların, boş zamanlarını doldurmak için değil bilgilerine bilgi katmak ve kelime dağarcığını geliştirmek için okuduklarını söyleyebilirim.
Müzik dinlemek ise bambaşka bir dünyaya açılan kapı bana göre. Müziği her zaman yalnız ya da yanımızda birileri varken de dinleyebilir, ruhumuzu müzikle besleyebiliriz. Ayrıca müzik dinlerken veya kitap okurken herkes farklı duygular içinde, farklı hayal aleminde gezebilir. Bu da kelimelerin ve müziğin tınısını bir bireyin ruhunda nasıl izlenimler bıraktığının göstergesidir...
Demem o ki herkes müzik dinler, herkes kitap okur ama bazı insanlar müziğin ritminde ve tınısında dansa kalkarken, bazı insanlar ise okuduğu kitabın kalbinde olarak sarar yaralarını. Burada önemli olan yara açmak değil, açılan yarayı öyle ya da böyle bir şekilde sarabilmektir...
21 Mart 2024 Perşembe
Farkındalık Günleri, Kutlama Günleri Değildir...
21 Mart Dünya Down Sendromu FARKINDALIK Günü bugün. 21. Yüzyılda hâlâ FARKINDALIK GÜNLERİNİ kutlayan insanlar var. Sahi FARKINDALIK GÜNÜ'nü kutlayan insanlar neyin ne kadar farkında merak ediyorum. 3 Aralık Dünya Engelliler Farkındalık Gününde bile hâlâ bana günün kutlu olsun diye yazan arkadaşlarım var. Her yıl paylaşıyorum bu bir kutlama Günü değil Farkındalık Günü kutlamayın bizi, bizim kutlanacak bir şeyimiz yok diyorum, ama görüyorum ki bir arpa boyu yol katedememişiz. Sizlerin farkında olduğunuzu bizler nasıl görebiliriz biliyor musunuz? Yapılan projelere bizleri de dahil ettiğinizde görebiliriz. Bu projelerde bizlerin eğitim hayatından tutun da sosyal hayata, iş hayatına ve sayamayacağımız birçok alana dahil etmenizle mümkün. Ben insanların zihinlerindeki bizi çok merak ediyorum, bizi derken bütün engel gruplarındaki bizi merak ediyorum. Bizde ne görüyorlar mesela, başarısızlık mı, hayata katılamama durumu mu, birşey anlamadığımızı mı, hiçbir işin altından kalkamayacağımızı mı düşünüyorlar gerçekten bunun için mi FARKINDALIK GÜNLERİMİZİ kutluyorlar çok merak ediyorum. FARKINDA'ysanız okumamız için önümüzü açın, FARKINDA'ysanız çalışmamız için fırsatlar verin, FARKINDA'ysanız sosyal hayata bizlerinde katılmasına destek olun, FARKINDA'ysanız ötekileştirmeyin, FARKINDA'ysanız ayrıştırmayın, FARKINDA'ysanız FARKINDA OLDUĞUNUZU AÇIK YÜREKLİLİKLE KUTLAMA KONUSU YAPMADAN GÖSTERİN... Tabii ki bunu yapmanız için gerçekten her şeyin FARKINDA olmanız gerekiyor...
+1 Farkla DOWN SENDROMLU KARDEŞLERİMİN FARKINDAYIM VE ONLARI SINIRSIZ POZİTİFLİKLE AYRIŞTIRMADAN, ÖTEKİLEŞTİRMEDEN, HAYATIMA FARKLI RENKLER KATTIKLARI İÇİN ÇOK SEVİYORUM...
+1 Farkla DOWN SENDROMLU KARDEŞLERİMİN FARKINDAYIM VE ONLARI SINIRSIZ POZİTİFLİKLE AYRIŞTIRMADAN, ÖTEKİLEŞTİRMEDEN, HAYATIMA FARKLI RENKLER KATTIKLARI İÇİN ÇOK SEVİYORUM...
14 Ocak 2024 Pazar
Hayatımızdaki Güzel Olayları Gerçekleşince Söylemeliyiz...
Geçenlerde çok güzel şeyler oluyor ama söylemeyeceğim diye bir paylaşım yapmıştım. Birçok kişi mesaj attı "ne oluyor" diye ama cevap vermedim. Çünkü ben ne zaman benim için güzel olan birşeyi paylaşsam sonrasında mutlaka bir sıkıntı çıkıyor. O yüzden kimse bana alınmasın olur mu? Mesaj atan kişilerin hepsi iyi niyetle soruyor farkındayım ama bazen bazı güzel olan şeyleri de gizli tutmak gerektiğine inanıyorum. Geçen gün bu konuyla ilgili bir yazı okumuştum ve bu yazı üzerine çok düşündüm, bende karar verdim bundan sonra hayatımı etkileyecek güzel bir durum olduğunda hiç kimseye söylemeyeceğim. Sadece kısa ve net bir şekilde "güzel şeyler oluyor" diyeceğim. Çünkü yüzü melek içi fesat insanların olduğu bir toplumda yaşıyoruz, Yüzüme "ayyy çok sevindim canım" deyip arkamdan "aman güzel bir iş yapsa bari bu ne şimdi" diyecek insanlar da var hayatımda. Ve bu insanların fesat kalpleri benim in güzel olacak bir olguyu negatife çevirip kötü sonuçlar doğurabilir. Ben hayatım boyunca hep iyi olan şeyleri paylaştım ve sonucunda hep hüsrana ve gözyaşına boğuldum. Onun için güzel olan her bilgiyi saklıyorum ama eminim ki benimle aynı duyguları paylaşacak olan, benimle aynı sevinçli habere sevinecek olan çok kişi var. Dua edin benim için güzel olan ve olacak olan her bilgiyi, umut ettiğim olgular gerçekleşince sizlerle de gönül rahatlığıyla paylaşabileyim. Ama bunu şimdi sizlerle paylaşmamı benden istemeyin. Her güzel şeyi birileri mutlaka kötü enerjiler yayarak berbat ederler unutmayın. Güvendiğiniz biri yoksa hayatınızda, kimseye yaşadığınız güzelliklerden bahsetmeyin.
2 Ocak 2024 Salı
Önünüzdeki Boş Sayfaya Ne Yazmak İsterdiniz?
🍀 Diyelim ki; boş bir sayfa duruyor önünüzde, peki o boş sayfaya neler yazmak isterdiniz?
🍀 Ben hatalarımı, doğrularımı, yanlışlarımı, özürlerimi, kendim ve çevrem için yapmak istediklerim yazmak isterdim...
🍀 Hayatımdaki artıları, eksileri, hayal kırıklıklarımı, kurduğum hayalleri, gerçekleşen hayallerimi, belirlediğim hedeflerimi, hedeflerime ulaştığımda önüme yeniden hedefler koymayı, o hedefler için can hıraş bir şekilde çalışıp çabalamayı, düştüğümde nasıl kalkmam gerektiğini, söylemek istediklerimi, söylediklerimi, söyleyemediklerimi, neyle nasıl mücadele ettiğimi, sorunlar karşısında nasıl çözüm yolları bulmam gerektiğini, biri ya da birilerinin, hatta bazen kendimin bile sessizliğine nasıl ses olduğumu yazmak isterdim.
🍀 Örnek olmaktan çok; nasıl ve kimden örnek aldığımı, kendime yakışanı yapmayı, kendim ve çevrem için faydalı olabilecek ne varsa onun için araştırmalar yapmayı, kendimi geliştirmek için almayı hedeflediğim eğitimleri ve daha sayamadığım birçok şeyi yazmak isterdim.
🍀 Vazgeçmekten çok mücadele etmeyi, yaşarken nasıl hayattan keyif almamız gerektiğini, ufacık şeylerle bile mutlu olmamız gerektiğini, istediğimiz birşey olmuyorsa sabretmemiz ve o istediğimiz her ne ise onun için bol bol çalışmamız gerektiğini, bu istediklerimizin gerçek olabilmesi için oturarak değil sürekli hareket halinde olmamız gerektiğini yazmak isterdim.
🍀 Kendi ayaklarımızın üstünde durabilmeyi, kendimize yetebilmeyi, farklılıkların farkında nasıl olmamız gerektiğini, haksızlıklar karşısında adaletli bir şekilde durmamız gerektiğini, uzun uzun yazmak isterdim.
🍀 Ben yazmak istediklerimden yazdıklarımın anlaşılmasını isterim, farklı fikirlerden de olsak ortak payda da buluşup aynı renkleri farklı bakış açısıyla yorumlamak isterim.
🍀 Peki ya siz bu boş sayfaya ne yazmak istersiniz???
🍀 Hayatımdaki artıları, eksileri, hayal kırıklıklarımı, kurduğum hayalleri, gerçekleşen hayallerimi, belirlediğim hedeflerimi, hedeflerime ulaştığımda önüme yeniden hedefler koymayı, o hedefler için can hıraş bir şekilde çalışıp çabalamayı, düştüğümde nasıl kalkmam gerektiğini, söylemek istediklerimi, söylediklerimi, söyleyemediklerimi, neyle nasıl mücadele ettiğimi, sorunlar karşısında nasıl çözüm yolları bulmam gerektiğini, biri ya da birilerinin, hatta bazen kendimin bile sessizliğine nasıl ses olduğumu yazmak isterdim.
🍀 Örnek olmaktan çok; nasıl ve kimden örnek aldığımı, kendime yakışanı yapmayı, kendim ve çevrem için faydalı olabilecek ne varsa onun için araştırmalar yapmayı, kendimi geliştirmek için almayı hedeflediğim eğitimleri ve daha sayamadığım birçok şeyi yazmak isterdim.
🍀 Vazgeçmekten çok mücadele etmeyi, yaşarken nasıl hayattan keyif almamız gerektiğini, ufacık şeylerle bile mutlu olmamız gerektiğini, istediğimiz birşey olmuyorsa sabretmemiz ve o istediğimiz her ne ise onun için bol bol çalışmamız gerektiğini, bu istediklerimizin gerçek olabilmesi için oturarak değil sürekli hareket halinde olmamız gerektiğini yazmak isterdim.
🍀 Kendi ayaklarımızın üstünde durabilmeyi, kendimize yetebilmeyi, farklılıkların farkında nasıl olmamız gerektiğini, haksızlıklar karşısında adaletli bir şekilde durmamız gerektiğini, uzun uzun yazmak isterdim.
🍀 Ben yazmak istediklerimden yazdıklarımın anlaşılmasını isterim, farklı fikirlerden de olsak ortak payda da buluşup aynı renkleri farklı bakış açısıyla yorumlamak isterim.
🍀 Peki ya siz bu boş sayfaya ne yazmak istersiniz???
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Yazıyorum Siliyorum, Konuşuyorum Susuyorum!!!
Yazıyorum siliyorum, Yazıyorum siliyorum, Düşüncelerim beni ele geçirmeden; İçimden geçenleri olduğu gibi yazmaya çalışıyorum. Ne yazdık...
-
Bu ara sessizliğe aşığım. Sakinliğe duyduğum özlemle hemde. Olur ya bazen, kendi başına kalmak istersin, çevrendeki bütün sesleri kısmak ist...
-
Yazıyorum siliyorum, Yazıyorum siliyorum, Düşüncelerim beni ele geçirmeden; İçimden geçenleri olduğu gibi yazmaya çalışıyorum. Ne yazdık...
-
Bazen bir müziğin ritminde, bazen bir kitabın kalbinde olmak saracaktır bazı yaraları. Her ikisi de farklı yönlerden iyi gelir insana. Müzik...